Rektör Alma, Hasat Dönemi Yaklaşan Yer Fıstığı Tarlasını İnceledi

“Katma Değeri Yüksek Tarımsal Ürünler” alanında ihtisaslaşan Iğdır Üniversitesi’nin, bölgede rüzgâr erozyonuna uğrayan toprakları tarıma kazandırma çalışmaları olumlu sonuçlar vermeye başladı.

Bu amaçla rüzgâr erozyonunun yaşandığı Aralık ilçesindeki pilot bölgeye geçtiğimiz aylarda ekilen yer fıstıklarının hasat dönemine sayılı günler kaldı.

Rektör Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma da bölgeyi yerinde inceleyerek çalışmalara ilişkin Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi (TUAM) Müdürü Doç. Dr. Ramazan Gürbüz’den bilgi aldı.

Aralık’taki rüzgâr erozyonunu önleme çalışmalarının başarılı bir şekilde devam etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Alma, “İlçemizdeki erozyonun engellenmesi için Üniversitemize tahsis edilen 320 dekarlık arazinin ilk etapta 10 dekarında katma değeri yüksek tarımsal ürünlerden kapari, lavanta, Antep fıstığı, üzüm ve karpuzun yanı sıra yer fıstığı ektik. Yer fıstığı, toprak üstü aksamları fazla olduğu için toprağın yüzeyini kapatarak toprağı rüzgâr erozyonuna karşı koruyabilen bir ürün. Aynı zamanda bir baklagil bitkisi olduğu için havadaki azotu toprağa bağlayarak toprağın bitkiler için daha elverişli bir ortam olmasını sağlıyor. Bu kapsamda bölgedeki erozyonun önlenmesi sürecinde yer fıstığı yetiştiriciliğine daha fazla ağırlık verilmesi gerekiyor.” dedi.

“Aralık’taki Topraklar Yer Fıstığı Yetiştiriciliği İçin Son Derece Uygun”

Aralık’taki toprağın yer fıstığı yetiştiriciliği için son derece uygun olduğuna dikkat çeken Rektör Alma, ardından şunları kaydetti;

“Bilindiği gibi yer fıstığı daha çok iyi drene olmuş, gevşek yapılı, kumlu-tınlı topraklarda gelişiyor. Buradaki toprağın yapısı da bu şekilde. Önümüzdeki yıl buraya dikeceğimiz başka kültür bitkileri için de yer fıstığından dolayı daha uygun bir toprak haline gelecek.”

Yöre Halkına da Örnek Olacak

Yer fıstığı yetiştiriciliğinin yöre halkı için de önemli bir örnek olacağını dile getiren Rektör Alma, “Aralık’taki çalışmalarımız hem toprak ıslağı hem de hava kirliliğinin önlenmesi kapsamında çok stratejik bir öneme sahip. Tarımsal kalkınma için erozyona uğrayan topraklarımızı kazanmamız şart. Biz de ‘Katma Değeri Yüksek Tarımsal Ürünler’ alanında ihtisaslaşan bir üniversite olarak daima bunun bilincinde hareket ediyoruz. Yöre üreticilerini de bu doğrultuda bilinçlendirmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diyerek sözlerine son verdi.